Bir Ummandır Şiir

Yazar Hakkında: Yavuz Sezer OĞUZHAN

Çizgiler

Aynalarda yaşlanmış bir yüz… Ancak aynalara baktığında yüzündeki çizgileri görebilen bir adamın...
Devamını Oku

şiir‘Şiir nedir’ sorusuna nice cevaplar verilmiştir. Lamartine gibi “Büyük zekâların rüyalarıdır” diyen de çıktı, Hegel gibi, “Güzel sanatların en üstünü ve en zor olan sanatıdır” diyen de. Şiirin bendeki tanımı ise şöyledir: “Edebiyat, sanatların en güzel kadınıdır, şiir ise o kadının en güzel kızıdır.” Yani bir şiir, edebiyat güzelliğini barındırmasının yanı sıra dipsiz ahengin ve estetiğin de en şatafatlı ve muazzam sembolüdür.

“Şiir kelimelerin dinidir” diyen Fransız Mallarme’ın abarttığını düşünenler olsa da onun etki alanının derecesi düşünüldüğünde mübalağa etmediği aşikârdır.

Şiir zaten tarihin her döneminde büyük bir güç olarak kabul edilmiş, toplumları ve medeniyetleri yönlendirecek heyecan ve coşkuyu en derin şekilde hissettirmiştir. Hangi zaman diliminde olursa olsun, hangi renkten çıkarsa çıksın ve kim tarafından olursa olsun, bir dünyadır şiir.

‘Vates’ kelimesi Latincedir. Bu kelime, Latin dilinde hem peygamber hem şair hem de kâhin anlamında kullanılır. Ayrıca mısra anlamını taşıyan ‘carmina’ kelimesi yine bu dilde ‘charme’ kökünden gelir ki; bu kelime de büyü, efsun anlamını taşır. Şiirin efsunu bu örnekten başka nasıl anlatılabilir ki? Batı, şiir ve şaire en derin anlamını bahşederken, Doğu’nun nerdeyse kimliğidir şiir.

Şiir sayesinde değil midir insanların birbirlerine duyduğu sevdayı haykırabilmesi? Şiir değil midir bir toplumun memleket sevdalısı olma aracı? Şiir değil midir ağlatan? Hüznü, neşeyi, aşkı, öfkeyi en etkili şekilde haykıran yine şiir değil midir?

Şiir bir ummandır. Her damlası ayrı bir sevdadır, her sureti farklı bir serinlik. Hüzünler, coşkular, sevinçler, aşklar daha öte nasıl dillendirilebilir ki? Bir keder, bu kadar mı güzel olur şiirin dilinde?

Ne doğu ne batı ne kuzey ne de güney bu tattan nasipsizdir.  Edebiyatın kanadıdır şiir.

Şiir dışındaki edebiyat ürünlerinden roman, hikâye vs. yerellikten tamamen kurtulabilmiş değildir. Mesela Avrupa’nın herhangi bir bölgesinde vücuda getirilen bir roman ve/veya hikâye en fazla o kıtayı yansıtabilir. Ne de olsa dinî ve coğrafya ortaklığı söz konusudur. Fakat daha da genele yaymak ve sesini duyurmak pek mümkün olmayacaktır.

Peki, şiir öyle mi? Şiirin sınırı yoktur. Bir ummandır şiir. Bir Latin, bir Hint kadar Tagore’den etkileniyorsa, Bir Amerikan, Goethe’den bir Nijer kadar feyz alıyorsa, Sadi, bir Kolombiyalıyı bir Moğol kadar tesir altında tutuyorsa bu durum şiirin gücünün en bariz ifadesidir. Sevdalar, korkular, endişeler, özlemler nasıl ortaksa onun en iyi rehberleri şiirdir.

Kaç asır geçerse geçsin, hangi mekân olursa olsun ve kimler gelirse gelsin şiir, mana dünyamızın gücüne güç katan en tesirli silahıdır.

Yokluklar şiirle var olur. Varlıklar şiirle kaybolur. Siyahlar onunla karaya bürünürken, karalar yine onunla pür-ü pak olur. Leylalar o sayede güzelleşir ve Mecnunlar bu sayede sarhoş olur.

Şiirle sevgilinin eli daha sıcak, memleket sevdası daha derin, hüzünler daha keskin, yaralar her dem taze olur.

Şiir, gözyaşına sebepken aynı zamanda gözyaşının sonucudur.

Ya şiiri icra eden şair? Ne büyük bir kuvvete sahiptir de kâh farkındadır kâh değil. Ellerinde koca bir kâinatı tutar da yerle yeksan da eder onu baş tacı da. O, sadece şiirin rehberi değildir. O, sadece bir yazı sahibi hiç değildir. O, hayatın kılavuzu ve dünyanın ismi kazınamayan yegâne düşperestidir. Düşler onunla hakikat olur, hakikatler onunla silinir. O ki tam manasıyla büyücüdür.

Doğunun, batının, kuzeyin, güneyin tek öz evladıdır şiir.

Şiir bir ummandır. Her damlasında ayrı bir haz, ayrı bir coşku ve ayrı bir heyecan vardır. O ummanda saf, beyaz ve temiz geminin kaptanı şairdir. Hayatın rengi, nefes almanın ahengidir şiir.

Yazar Hakkında: Yavuz Sezer OĞUZHAN

Çizgiler

Aynalarda yaşlanmış bir yüz… Ancak aynalara baktığında yüzündeki çizgileri görebilen bir adamın...
Devamını Oku