Lethe

Yazar Hakkında: Ceylan ÇOLAK

Göklere Ağıt

                       ...
Devamını Oku

Sana yabancı bir gökyüzünün altında yürüdün mü hiç? Gözlerinin gördüğü zihnini şaşırtırken, önyargılarını yeniden bozup yeniden oluştururken, hayata adım atan ve düşeceğini bile bile yürümeye çalışan bir bebek gibi devam ederken yaşama uğraşına.

Yürüyorum ve hatırlıyorum. Her şeyi hatırlıyorum. Unutmak içindi bunca çaban ve gitmelerin ama uğursuz bir şaka gibi peşini bırakmıyor anılar. Gülümseyen bir yüzün ardında, yanmaya müsait gözlerden akmaya hazır birkaç damla tuzlu su bekliyor sabırsızca. Nasıl ki her gün üzerine ağlayan bir gök ile yaşıyorsun, belki mevsim yüzünden bu halin belki de özlediğin sevdiklerin… Sevdiklerin şimdi uzakta biliyorsun ve bunu sen istedin. Unutmak istedin en sabırsız anında, acemice karar verirken gitmeye. Kendi ellerini bir celladın elleri yaptın, kendi kalbini bir fahişenin umursamazlığıyla yoğurdun ve kendini mahkûm ettin yalnızlığa. Çünkü insanlar arasında bir çıkıntı, bir yabancı idin. Çok sevmenin bir yanılgı olduğunu keşfettin, çok sevenin dibe vuracağı bir savaş alanında sen çiçekler açacak sandın. Kaçtın ve kimsenin seni bulamayacağı bir yerde güya saklanıyorsun ha? Peki ya hatıralar? Rüyalar? İsimler ve kokular. Şarkılar?

Kendine yine en sevdiğin şey- kitaplardan bir alıntı armağan ediyorsun, diğer tüm okuduklarında yine kendi yaşamını bulduğun gibi. Geçmişini bir başkasının yazılarında okuyorsun: ” …içindeki insanlarla uzaklaşan o gemi ufukta silinip gitti, alacakaranlığın girdabında tek başına, suya batıp çıkıyor, geriliyor, eğilip bükülüyor, altındaki görünmezin cani dalgalarını hissediyor, “İmdat!” diyor. Hiç kimse yok. Tanrı nerede? “İmdat!” diyor. Biri! Biri! Sürekli “İmdat!” diyor. Ufukta hiçbir şey yok. Gökyüzünde hiçbir şey yok. Enginliklere, dalgalara, yosunlara, gizli kayalıklara yalvarıyor; hepsi sağır. Fırtınaya, sarsılmaz bir şekilde sadece sonsuzluğa itaat eden fırtınaya yakarıyor. Etrafını karanlık, sis, ıssızlık, çalkantılı ve çılgınca bir uğultu, sert suların sınırsız kıvrımları çevreliyor. İçini korku ve bezginlik kaplıyor. Altında uçurum onu bekliyor. Tek bir destek noktası yok. Kadavranın uçsuz bucaksız karanlığın içindeki kasvetli yolculuğunu düşünüyor. Soğukla felç olmaya başlıyor. Büzüşüp kapanan elleri hiçliğe tutunuyor. Rüzgârlar, bulutlar, girdaplar, esintiler, yıldızlar hiçbir işe yaramıyor! Ne yapmalı? Umutsuzca kendini koyuveriyor, bıkkınlıkla ölmek istiyor, her şeyi oluruna bırakıyor ve işte sonsuza dek bu boğulmanın kasvetli derinliklerine batıyor.”*

Lethe… Beni yalnızca sen kurtarabilirsin kendimden. Sen yok edebilirsin tüm acılarımı ve yaşananları. Atalım mı kendimizi senin derinliklerine? Yüzelim mi unutuşun sularında? Bir umut. Bir umutsun Lethe. Beni boğ ve yeniden doğur beni. Kurtar ruhumu. Üzerimden sular akarken gülümseyerek çıkayım ırmağından özgürce ve bembeyaz.

* Victor Hugo, Sefiller, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2016.

Yazar Hakkında: Ceylan ÇOLAK

Göklere Ağıt

                       ...
Devamını Oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir