Yirmi birinci yüzyılda yitirdik kimliğimizi
Ülkelerin çağ, insanların altın devrini
Nimetler sel oldu bilemedik kıymetini
Beyaz hülyalarla kandırdık kendimizi
Akıl etmekten yoksun kaldık, göremedik
Verilenle yetindik bu nedir diyemedik
Ateşler yakıldı, yanmadıkça bilemedik
Acılar beyaza büründü, akıl edemedik
Ağlatanlarla güldürenler ortaktı aslında
Yıllarca ağladı Orta Doğu, Asya, Afrika
Acıların gölgesinde güldü eğlendi Avrupa
Barışın, kardeşliğin rengiydi beyaz oysa
Günah keçisi aramak değildir niyetimiz
Utanılası kirli yüzümüz asıl cehaletimiz
Şeytandan fırsat bulursak elbet dirileceğiz
Beyazlara bürünsün gençliğimiz, hayallerimiz
Taraflı tarafsız söndü ocaklar, yıkıldı dağlar
İnsanlar sürüldü, çocuklar öldü, ezildi kadınlar
Değer miydi Allah aşkına ne içindi kirli çıkarlar?
Beyazlara sarıldı, toprak oldu masum insanlar
Baki olanı yaşatmak elbet Yaratanın sırrıdır
Dünyayı çekip çevirmek neyin çabasıdır
Savaşlar, zulümler kirli zihniyetin ispatıdır
Katillerin elinde dalgalanır beyaz bayraklar
Doğu Türkistan’da yıllardır yükselir çığlıklar
Filistin’de mermilerle oynar masum çocuklar
Suriye’de Afrika’da öldürülür çaresiz insanlar
Kefensiz gömülür toprağa bembeyaz umutlar
Dünya denilen köy, oldu küçücük bir mahalle
Acılar büyük, yazıktır duyulmaz hiçbir evde
Vicdan denen mefhum vardır her bedende
Kuma gömülmüş başlar beyaz hülyalar içinde
Dili olan konuştu manalar verdiler renklere
İşine gelmeyen hiç kimse basmadı yaş yere
Toz pembe hayatlar gösterdiler hepimize
Acının, ölümün rengi beyazı giydirdiler bize
Kaleminize, yüreğinize sağlık Değerli Hocam…..ölümün ve ölüm acısının yarattığı tahribatın rengi yok…ölüm=yıkım maalesef.