Başlık oldukça afilli. Bu başlıktan bir kitap bile çıkar. Fakat şimdilik bu kısa yazıyla yetinelim.
***
Modernite; bir dönem, geldi ve geçiyor. Kimine göre son demlerindeyiz modernitenin; ondan hala umudu olanlar da var. Ama kimine göre geçti bile. İlerisi, geçi, akışkanı, post-u… Bir sürü modernlik-modernite var. Telaffuzu zor olsa da ben yeni bir kavram öneriyorum “mos-modernite” (çok iddialı!!!).
Peki nedir mosmodernite? Modernitenin pekiştirilmişi. Modernin en modern olma hali. Ne olur peki mosmodern zamanlarda? Mosmodern zamanlar dünyanın makyajlandığı zamanlardır.
***
Makyaj nedir ve ne için yapılır? Kolay yoldan makyaj, çeşitli araçlarla görünümü/görüntüyü değiştirmektir. Ne için yapılıra iki basit cevap ise; ilkin güzel görünmek için ve biraz ileri götürürsek; daha güzel görünmek için. İkisi arasında belirgin bir fark var. Birincisinde makyajlanan şey aslında (ki; asl-öz önemlidir) güzel değildir ve makyajla onu güzelleştirmeye çalışmaktayızdır. İkincisinde ise makyajlanan zaten güzeldir ve makyaj onu daha güzel göstermek içindir.
Fakat ikisinde de asıl olan aynı kalırken görünen kısımda yapılan değişimlere odaklanılır. İlkinde kusurlar kapatılır ve onu normal* hale getiririz. Yani negatif olandan çekip onu sıfıra yaklaştırırız**. İkincide ise zaten güzel olanı küçük dokunuşlarla daha göz alıcı hale getiririz.
***
Burada altı çizilmesi gereken şey göz alıcılıktır. Her şey göz alıcı olsun. Mosmodern dünya tam da bu işte. Makyajdan gözlerimizin kamaştığı ve bir şey göremediğimiz ve belki de zaten bir şey görmeye talip olmadığımız dünya. Şöyle de söylenebilir; makyajdan gözlerimizin kamaşmasına talip olduğumuz dünya. Asıl olandan kaçtığımız dünya. Sahiden sahi neredeydi?
***
(Not: Makyaj metaforu içerisindeki makyöz, makyajlanan, kendisi için makyajlanılan (okurken dikkat!!!), makyaj araçları için ayrı bahisler gerektir.)
* (Normallik tartışması ayrı bir konu)
** (Sayısal derecelendirme problemi de ayrı bir konudur.)
