Kıvrık Orak

Yazar Hakkında: Gökhan GENÇ

Burası Gibi Değil

Uzun zamandır görmediğim, ihtiyacım da olmayan ve neden var olduğunu hatırlamadığım bir...
Devamını Oku

Son zamanlarda ekim dikim işlerinin tam ortasındayım. Sürülen tarlalar, araziler ve ev önü bahçeleri hepsinden mevcut çevremde…

Nereye ne ekelim?
Hangisinden ne kadar ekelim?
Ne kadar ürün lazım? Benzer sorular hep kafalarda.
Su yeter mi?
Suyu nasıl getireceğiz?
Ne kadar zamanda sulamak gerekir? Bunlar da başka bir boyutu.
Borular döşendi, su motorları elden geçirildi. Yavaş yavaş ekimler yapılıyor binbir umutla.
İç Anadolu’da nisanlar, mayıslar telaşlı
Yaz ayları uğraşlı geçer.
Ağaçlar çiçeklerini açtı, döktü bile. O sırada iklimin, yağışın kaç kere düşünüldüğünü hiç tahmin edemezler, biz sadece tüketenler.
Günlerce hava soğuyacak mı?
Eksinin altına düşüp don olacak mı?
Biraz yağmur yağsa mahsuller canlanır mı?
Benzer sorular bizlere çok uzak gibi. Görünen o ki sebzenin, meyvenin istenilen seviyede olabilmesi için birçok etken doğru bir şekilde bir araya gelmeli. Hoş insanın yetişmesi de öyle değil mi, gerçi bu başka mevzu. Yineleyeceğim ama biz tüketenler bu hazırlık aşamasının hiç farkında değiliz. En güzel ürünü, en kısa sürede ve en ucuz şekilde nasıl alırız onun peşine düşüyoruz, haklı olarak.
Gelecek kışa konserveler, salçalar, turşular, reçeller, kompostolar gibi bir çok ürün hazırlanacak… Keza bu yıl insanlar bunların daha da gerekli olduğunu düşünmeye başlayıp fazlaca yapmak isteyeceklerdir.
İnsanlar 10 bin yıldır tarımla uğraşmaktadır. Kısıtlı aletlerle yüzyıllardır yapılan tarım son bir buçuk asırdır makineleşme sayesinde daha da kolay hale gelmiştir. Teknolojinin ilerlemesiyle hiç aklımıza gelmeyecek türden alet ve makineler işleri kolaylaştırmış ve üreticiyi daha çok yeri ekip biçme fikrine yöneltmiştir. Tabi bu büyüme zorlukları da beraberinde getirmiştir. Nakliyat, pazar bulma bunlardan sadece birkaçı. Hala kendi çapında küçük alanlarda üretim yapanların sayısı da hiç azımsanmayacak kadardır. Bizâtihi bunu yaşayıp görmekteyim.

Peki tarımsal üretim neden bu kadar önemli? Hele ki bu zamanda. Tabi bunları düşünürken “tarihten ders çıkarmak” deyimi kulağımıza küpe olmalıdır. 14. Yüzyıldaki büyük veba salgınının sonucunda Avrupa’da birçok insan hayatını kaybetti. Ardından gelen savaşlar da nüfusun azalmasında büyük bir etken oldu. Sonuçta tarımsal faaliyetler çok zor ve az yapılmak zorunda kaldı. İnsanlar yeterince beslenemedi. Üretimin önemi o dönem daha da anlaşıldı. İşte bu yüzden bile üretim şu zor zamanlarda çok önemli. Üretenler bunun bilincinde mi, alışkanlıklardan dolayı mı eker biçer, azıcık muamma. Onlar için belki de çare yoktur üretmekten başka. Ne olursa olsun üretene destek olmak ve onların kıymetini bilmek biz tüketenlerin ilk yapması gerekendir. Bütün bu yazdıklarımı destekleyecek küçük bir şiir Romalı Vergilius tarafından 2100 yıl önce yazılmış ve harika özetlenmiştir:
“Nicedir gökyüzü krallığı seni bizden kıskanıyor, ey Caesar,
İnsanların kazandığı zaferlerle uğraşmana içerliyor!
Sevap günahla yer değiştirdi çünkü burada
O kadar çok savaş yaşadık ki bu dünyada,
O kadar çok cinayetle tanıştık ki;
Sabana hakkı olan değer hiç verilmiyor artık,
Çiftçilerinden soyundu tarlalarımız,
Çatladı topraklar,
Kıvrık oraklar dövülüp keskin kılıçlar yapıldı.”
Annem, babam yıllardır orta ölçekte sebze, meyve üretmekte ve yaşları ilerledikçe bu konuda çok zorlanmaktadır. Ama her şey bir yana ürünler çıkmaya başladıkça veya biri onların bahçesine girip gezdiğinde annemin yüzünü görmek veya onun mutluluğunu paylaşmak benim için büyük bir şans. Sırf bu yüzden bile üretene ne kadar saygı duysak azdır. Bizleri ve bu nimetleri yaradana şükretmek için neyi bekleriz…
Neden keskin kılıçlar dövülüp, kıvrık oraklar olmasın…

Yazar Hakkında: Gökhan GENÇ

Burası Gibi Değil

Uzun zamandır görmediğim, ihtiyacım da olmayan ve neden var olduğunu hatırlamadığım bir...
Devamını Oku

5 Comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir