Komplo Şiiri

Yazar Hakkında: Cennete Üstemel

Ve Hatıralar Kalır

Sanal dünyanın sokaklarında dolaşırken parmaklarım beni bir sokaktan diğerine götürüyorken köşede eski...
Devamını Oku

Bitmeyen, durmak bilmeyen savaşlar, zorlukları her adım ilerledikçe artar. Her mağduriyette, her zaferle yükseldiğimiz ve bunun arasında taşımaktan yorulduğumuz ruh özünü yitirmiş, yüreğimiz günlerce yorulmuş olur.

Tüm bunların arasında kaybettiğimiz tutkuyu ve canlılığı, hırsı ve yaşam sevgisini geri kazanmak için hikâyemizi oluştururuz. Kalbimize dokunan, ayrıntılarını bir komplo şiiriymiş gibi yaşayan bir hikâye…

Bazen bu şiir bir sırdaş, bir dost gibidir.  Kendini Şems’le kaybeden yine varlığını Şems ile bulmuş Mevlana’nın mısralarındaki tahassürü gibi.  Mevlana’nın hümanizm merhalesinde buluruz kendimizi. İslami ve ahlaki duyuşları dile getiren Mevleviliğin sembollerinden yola çıkarak sükûnet aralığında mistik arzularla anlaşılmak isteriz.

Hayatımızdaki tek güzel ve gerçek şey olan yazma (şiir, hikâye vb.) tutkunuzu kaybettiğiniz gün; hüzün ve kederin günü, ağlayıp sevgiliye seslenilen gün, sevdiklerinizin kaybedildiği gün, hastalıkta acının, sıkıntıların gün kalemden başka bir şey bulamadığınızda şiiriniz yoldaşınız olsun.

https://tr.pinterest.com/

Geçmişteki günlerde uzun zamandır yok olan sessizliğime kulak misafiri oldum. Bana değiştiğimi söyledi. Bir savaşçıya dönüşmüşüm. Ne yazık ki geçmişi silmek zorunda değiliz ve aldığımız kararlara geri dönemiyoruz. Bugün ilk defa 30 yaşlarımdaki beni kabullendim. Yazdığım ve savaştığım gün bugün. Hak ölünce söz hakkı vardır. Cömertliği için Tanrı’ya şükürler olsun. Şiirimi, hayatımın tüm olağan gürültüye rağmen tüm tanıdıklara ve ilişkilere rağmen yazmaya devam ediyorum.

Siz de bir şiirde rolünüz varmış gibi hissediyor musunuz?

Gerçekten aynı derinlikte yazmıyoruz komplo şiirimizi çünkü yazılarımız bizi ifade ediyor ve duygularımıza tercüman oluyor. Ve yaralanmışın derinliği sığlaşır.

Şiiriniz değiştiğinizi söylediğinde kalbinizin soğuduğunu ve ruhun sönüşünü inkâr etmemizi rağmen mısralar hep özdeydi. Yaradan’dan uzaklaşır ve çevreye zarar vermeye başlandığı an geçmişteki saflığı özlenmeye başlanır. O içten kahkahalara, o çocuksu sevgiyi özleriz. Herkesi kaybedene kadar birçok değere inanamamaya başlarız.

Ne yazık ki geçmişi silmek zor ve gereksiz. Ama şiirimize arkamıza bakmadan baştan başlayabiliriz 😉

 

“Ez fakr beenvai suhanba güftend,

Der bihaberi gevheri mâni süftend,

Vakıf çü nekeşend zi esrarı cihan;

Evvel zenabi zedend-ü ahır huftend.

 

Sayısız hikayeler anlattılar, yokluğa,

Varlığa dair birçok sözler söylediler ve

Gaflet içinde akıllarınca mana gevherini deldiler.

Kâinatın esrarına vakıf olmadıkları için

Evvela uzun uzun çene çaldılar, sonra uyuyup kaldılar.”

Rubailer, Mevlâna Celaleddin-i Rumi (syf:40)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynakça:

Celaleddin-i Rumi, M., (2011), Mevlâna Rubailer, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul.

Yazar Hakkında: Cennete Üstemel

Ve Hatıralar Kalır

Sanal dünyanın sokaklarında dolaşırken parmaklarım beni bir sokaktan diğerine götürüyorken köşede eski...
Devamını Oku

1 Comment

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir