Ve Hatıralar Kalır

Yazar Hakkında: Cennete Üstemel

Çok Yaşa Kral!

Coşkunun, tezahüratın ve gürültünün ortasında sahnenin ortasında seyircilerin alkışları altında kayboldun. Herkes...
Devamını Oku

Sanal dünyanın sokaklarında dolaşırken parmaklarım beni bir sokaktan diğerine götürüyorken köşede eski bir kafe gördüm. Dekorunun sadeliğine rağmen sevdim, kahvesini yudumlamayı merak ettim ve hemen orada yer aldım.

Farklılığı, cümlelerin ve duvar yazılarının çok yönlülüğü ile sanatsal bir yerdi. Yakından baktım ve mekânı daha da sevdim. Garson bir kahve fincanı getirdi. Bu sıcak havalarda fırsat bulup anın tadını çıkardım. Ve kendimi yoklama fırsatını da bulmuştum. Bir an bir yıkıma itilmiş gibi kendime üzüldüm. Hâlâ geçmişte takılı kaldığımı biliyorum. Kendimi suçlamaya devam ediyorum. Sadece hataları, kayıpları hatırladım; oysa yaşamaya dair anlaşmayı kazanabilirdim, olduğum yerde başka bir yerde olabilirdim.

Kendi kendime konuşurken fark ettim ki aklımdaki her şey bir noktada durmuş. Ve zaman devam ediyor. Zamanın geldiğinden eminim, yoksa aklım felç olup kalbime yapışıp bedenime harcanacak.

Kahve fincanımın boş olduğunu gördüm ama hala fincan sıcak. Ve fark ettim ki kahvenizi içip fincanı boşaltır boşaltmaz fincanın üzerinde bir cümle belirlendi ve her fincanda bir cümle içerir ve garip bir şekilde benim fincanımın cümlesi “geçmişini affet ve hatırlarla yaşamaya devam” imiş.

Buranın benim sanat yerim olduğunu söylememiş miydim? Sizlere hatırlamanın bir yaşam, bir sanat olduğundan bahsediyorum…Tanrı’nın evreninde sanat var: Güven için senden ve benden gizlenebilecek bazı gerçekleri hatırlamak ve kendime hatırlatmak istiyorum.

Kasvetin ortasında, eğlencenin ortasında, neşenin ortasında size bakan yüzünüzü görürsünüz ve anlarsınız ki bizler hatıralar olarak kalırız.

Acının ve aldatmanın kalbinin ele geçirmesi, ruhunun rahatsız olması, sakinliğinin kaybı, geminin batması bedeninin yıkılması ve sevdiklerinin yok olması ile hepimiz bedenlerde oluşan hatıralarız. Her anı bir uzuvda vücut bulmuş ve her resimde bir hücrede gizlidir.

İnsan vücudunda duygular elektriksel bir sinir sıvısında yer almakta: Ağlamak, hüzün, sevinç, kavuşmak, ayrılık, nostalji, nefret, özlem, kayıp, coşku, iz bırakan ya da lanet bırakan tüm anılar.

Unutmak istediğimizde unutuyoruz. Ve hatırlamak istediğimizde hatırlarız. Sadece bir uyarıcı gerektirir. Basit bir teşvik, bir buluşmada, bir bakışta, bir ezgide, bir mekânda, bir kahkahada, bir gözyaşı mesela her şeyi hatırlamamızı sağlar.

Hep unutmuş gibi yaparız, hep ilerlemekten, insanları ve yerleri değiştirmekten gurur duyarız, ama duygu ve bakış bir süre sonra da olsa her şeyi hatırlatıyor.

Birbirimizin bir parçası ya da tamamı olan anılar, yol hep onlara eşlik eder diye düşündüğümüz insanları keşfederiz. İstasyonda gidenlere de gelenlere de el sallarız.

Biri, bir şeyler son durağımızda olsun isteriz ya da son durakta kimsesi olmadan tek başına kalırız. Emin olun ki hepiniz hatıralarsınız, yolunuza eşlik eden herkesin bir organında, hücresinde vücut bulmuş olduğunuzdan emin olun, varlığınız bir şekilde bedenlerinde bir yerlerde ebedi bir hatıra olacaktır.

 

Fotoğraf: https://eveonalimb2.com/2019/02/16/diving-into-renaissance-art-three-versions-of-the-last-supper-3-tintorettos-mannerism/

Yazar Hakkında: Cennete Üstemel

Çok Yaşa Kral!

Coşkunun, tezahüratın ve gürültünün ortasında sahnenin ortasında seyircilerin alkışları altında kayboldun. Herkes...
Devamını Oku

1 Comment

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir