Masa

Yazar Hakkında: İhsan KUTLU

Genellenebilirlik ve Hümanizm

Ahlak felsefesi yapacak kadar bilgiye ve yetkinliğe sahip değilim. Ancak bildiğim bir...
Devamını Oku

İkinci ders için öğrenciler merakla bekliyordu. Hoca sınıfa geldi. Dosyasından evrakları çıkardı. Sınıfı şöyle bir süzdü. “Daha gelecek var mı?”, dedi. Kapıya yönelip koridoru göz ucuyla kontrol etti. Merdivenin son basamaklarını koşarak çıkan öğrencileri sınıfa alıp kapıyı kapattı.

Sınıf, onun için dış dünyadan bağımsız bambaşka bir yer haline geliyordu. Tüm gözler onun üstündeydi. Kendisinden beklenen derse başlamasıydı. Ama birkaç dakikalık sessiz kalışı bir soruna işaret ediyor gibiydi. Fakat bunu bilerek yapmıştı. İletişimin ne kadar kırılgan olan bir şey olduğunu göstermek istemişti.

“Nerede kalmıştık”, dedi. Biliyordu aslında bu derste ne hakkında konuşacağını ama bunu bir kez de öğrencilerden duymak istemişti. Orta sıralardan bir öğrenci alaycı bir yüz ifadesi ve adeta boş geçecek bir ders olacakmış edasıyla “Masa”, dedi. Bir masa hakkında ne konuşulabilirdi ki? Masa, masaydı onun için. Fakat farkında olmadan büyük bir şey geçirmişti aklından. Masa, masadır. Mantık diliyle ifade etmek gerekirse A, A’dır. Yani A, B değildir. A, C değildir. Dolayısıyla bir başka noktaya gelinir: A, Aı değildir.

Soru sormayı ve soruları önemsiyordu hoca. Ancak doğru sorular sorulabilirse doğru şekilde yol alınabileceğine inanıyordu. Yanlış iliklenen düğme gibi yanlış soruyla başlayan ders istenmeyen bir yerde bitebilirdi. Hoca derse sorusuyla başladı.

H: Masa nedir?

İlk cevap ön sıralarda oturan Emre’den geldi.

E: Dört ayaklı, üzerine bir şeyler koyduğumuz, ders çalışıp yemek falan yediğimiz eşya.

Emre yaptığı tanımın yeterli olduğunu ve herkesin bu konuda kendisine katılacağını düşünerek yerine oturdu. Hoca, Emre’den tanımını biraz daha genişletmesini istedi. Emre bu kez tanımını daha çok malzemenin kendisi üzerine yoğunlaştırdı:

E: Ahşaptan ya da demirden farklı boylarda, farklı renklerde, farklı büyüklüklerde yapılan eşya.

Bu esnada Haydar Hoca Emre’nin söylediklerini küçük küçük notlar şeklinde yazı tahtasına aktarıyordu. Hoca ikinci tanımdan duyduğu memnuniyeti güzeel! diyerek imali bir şekilde ifade etti.

Hoca “tamam” dedi içinden ve devam etti: “Şimdilik bu kadar yeterli. Sırayla bakalım Emre’nin neler söylediğine.”

H: Dört ayaklı; hmm… Bakalım bu tanım ne kadar işimizi görüyor? Öncelikle ayak kavramının anatomideki ilk anlamıyla kullanılmadığına eminiz, değil mi? O halde buradan devam edebiliriz. Yoksa iletişimimiz çok daha zor bir hale geleceğinin farkındayız. Üç ayaklı masalar var. Tanım bu kadar ise bu tanıma göre üç ayağı olanlara masa dememeliyiz.  Ya da bütün bir blok halde yapılmış masalar var. Ya da beş ve daha fazla ayağı olan masalar var. Ayak sayısına bakılarak bir yere varamayacağız gibi duruyor.

İkinci olarak üzerine bir şeyler koyduğumuz demişti arkadaşınız. Hmm, peki… üzerine bir şeyler koyduğumuz her şey masa mıdır? Ya da üzerine bir şey koymadığımız durumlarda masa masa olmaklıktan çıkıyor mu? Eğer öyleyse işimiz gerçekten çok zor. İlk iki tanıma göre bir sandalye ile masayı nasıl ayırt edeceğiz? Sandalyelerin de dört ayağı olur ve üzerine bir şeyler koyarız.

Öğrenciler gülmeye başlamışlardı. İçlerinden şöyle geçiyordu: Aman Allah’ım. Masa nedir? Ne kadar da zor bir soruymuş. Dakika bir, gol bir. Derse gelirken akıllarından geçmeyen şeyler konuşulmaya başlanmıştı.

Yavaş yavaş akıllarının kurcalanmaya başladığını hisseden öğrenciler bu durumdan memnun gibiydi. Bu ders daha sonra yapılacak derslerin ön gösterimi niteliğindeydi. Gayet somut bir nesne olan masanın ne kadar kırılgan olduğunu öğrencilere göstermeye başlayan hoca, Emre’nin tüm tanımlarını tüketmeden sadece iki örnekle dersi bitirdiği için öğrencilere diğer maddeler hakkında argümanlar üretmelerini söyleyerek ödev verip dersini tamamladı.

 

Bu içeriğin etiketleri
Yazar Hakkında: İhsan KUTLU

Genellenebilirlik ve Hümanizm

Ahlak felsefesi yapacak kadar bilgiye ve yetkinliğe sahip değilim. Ancak bildiğim bir...
Devamını Oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir