Shakespeare Karalaması

Yazar Hakkında: Derda Demir

Rok Atmaya Zamanım Yok

Kendi kendime cafcaflı şeyler söylemeden etkili bir giriş yapmak ne kadar zor...
Devamını Oku

Hepimiz Shakespeare’in ”Yarayla alay eder yaralanmamış olan” sözünü duymuşuzdur. Her ne kadar romantik bir kalıbın altında yatan bir cümle de olsa bu kısmın olması gerekenden fazla parmak basılıp konuşulduğunu düşünüyorum. Üstüne gitmek istediğim nokta tam olarak bu değil aslında. Neden bu sözün bu kadar benimsenmesinden ziyade, acıyla alay etmenin -bir çözüm olduğunu asla savunamam- bir şeyleri geciktirdiği yerler vardır. Ben de buna değinmek istiyorum. Kaldı ki eğer bu sözün fazla ünlenmesi konuşmamız gereken bir konuysa -böyle iddialı konuşmaları da aslında hiç beceremem ama- tarihin en büyük yazarı olmadan önce söylediklerine dikkat edeceksin. O dönemlerde çıkıp birinin ”Ben yaralarımla alay edeceğim, hem de yaralandığım halde.” demesi gerekiyordu. Ya da ”Kimsenin geceyi aydınlatmasına gerek yok, geceleri insanlar uyur, bırakın uyuyalım.” diyebilmesi gerekiyordu. Burada her şeyin mizahı olur anlamında bir şeyi savunmuyorum. Öyle olduğunu düşünsem de mesele bu kadar basit değil. Alay etmenin bir zayıflık göstergesi olduğu yanılgısı da değil olay. Kaçamadığımız düşüncelerden kurtulmanın yolunu hiçbir zaman bulamayacağından korkmak…

”Her şeyden kaçtım, herkesten kaçtım, bu bile bir fayda getirmedi.”deyip tıkandık -kendimle- sürekli. Acısıyla alay eden insanları hep kıskandım. Çünkü bir şekilde savunmayı başarıyorlardı. En çok da ”Nasıl böyle bir şeyle dalga geçebiliyorsun?” diye sorulduğunda alay etmek gerekiyor belki de. Ciddiye alsam ne olacak ki? Yine basmakalıp cümlelerle tekrara düşerek avutmaya çalışacağım kendimi. Bunun gamsızlık olarak görülmesi de çok absürt geliyor, çünkü bunu yapabiliyor olmak için her şeyin farkında olmak gerekiyor. Ben farkında değildim aslında istemediğim düşünceleri, gereğinden fazla kafa seslerini geciktirmenin tek yolunun onlarla alay etmek olduğunun. Alay ederek erteledim bütün her şeyi. Böyle savundum kendimi kendimden. Çok fazla yaptım bunu. Bütün o ertelemelerden sonra, her şeyin eski geçkin heveslere dönüşmesini izledim.

Acıya bir çözüm sunmaktansa sürekli ertelemek veya geciktirmekten bahsetmemin sebebi henüz bir kurtuluşu olmadığını düşünmem sanırım. Çoğumuz gibi ben de geceleri uyumaya çalışırken tavandan bekliyorum -geceyi aydınlatmasını- bazı cevapları. Ama o susuyor. Lakin çok güzel yapıyor bunu arada bir aklıma gelir o konuşmadıkları. Kim bilir tutmasak daha neler neler söylemezdi…

Yazar Hakkında: Derda Demir

Rok Atmaya Zamanım Yok

Kendi kendime cafcaflı şeyler söylemeden etkili bir giriş yapmak ne kadar zor...
Devamını Oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir