Akça Koyun

Yazar Hakkında: Yavuz Sezer OĞUZHAN

Belgisiz Mahkûm

Hiçbir yüze bakmadan gözleri sadece basacağı yerlerde yürüyen bir adamdı. Yalnızca tanıdık...
Devamını Oku

Şehrin en güzel manzarasına sahip çiftlikte yaşayan gözü yaşlarla süslü bir koyundu Akça Koyun. Deniz gören, yemyeşil otların arasında sayısız ağaçların süslediği Y Çiftliği’nin uysal ve akıllı Z sürüsünün bir üyesidir Akça Koyun. Sürüdeki diğer koyunlardan farklı olarak postunda yer yer kellik, yüzünde derin çizik izleri ve topallayan sağ ön bacağıyla diğerlerinden ayrılan Akça Koyun, sergilediği hal için çiftliğin bazı hayvanları sebep arama telaşına girdiler. Akıllarda ve dillerde cevaplar bulunmaya çalışılmış ve yalnız kalmanın verdiği histen midir, vücudundaki yara izlerinin zaman zaman acısını hatırlattığından mıdır yoksa akıllara gelmeyen bir sevdadan mıdır bilinmez tahminler, tahminleri kovaladı… Bunun cevabı bir Akça Koyun’da idi.

Akça Koyun’un gözlerindeki yaş, ruhundaki selin ve zihnindeki yağmurun çok kısa gölgesiydi. Zira bu su ordusu, yüreğindeki yangını söndürmek bir yana daha da harlandırmaktaydı. Ateş ve su… Zıtların kardeşliği… Ama Akça Koyun için tek anlamı olan eşsizlik… O eşsizliğin adı ise her hücresine büyük bir itina ile kazıdığı “Özgürlük”…

O güzelim bembeyaz postunun yer yer kel kalması, sevimli yüzünde derin izlerin varlığı ve sağ ön bacağındaki topallığın sebebi işte bu menzildi. Şehrin en güzel çiftliği olan Y Çiftliği’nde yaşamasına, zamanında Z Sürüsü’nün en güzel hayvanı olmasına, hoşnut edilesi ilgi görmesine ve zengin otlaklara sahip olmasına rağmen Akça Koyun, Y Çiftliği’ni saran iğneli çitlerden kerelerce geçip menzile ulaşmaya gayret etti.  Yaralandı, yılmadı. Herkes uyurken derinden o kalktı yerinden. Çitler ona hapishane duvarı olmuştu. Kim bilir kaç kez kanadı vücudu! Kaç kez düştü yerinden kemiklerini kırarcasına! Dün aşamadı çitleri Akça Koyun, bugün de aşamadı. Yarın da aşamayacak. Belki vazgeçecek bu sevdadan belki yeni denemeler yapacak. Belki başaracak (gerçek dışı bir iyilikle) belki de Y Çitfliği’ne kahramanlık hikayesiyle çitlerin dibinde cansız bir beden bırakacak. Bu cansız beden hem hatıra hem vasiyet hem de bir tomurcuk olacak… Oysa onun yaraları ne kadar kutsal, ağrıları ne de ilham vericidir.

Özgürlük… Sadece bir hayal mi? Evet. Çitler hep mi var? Hep var. Kah uzakta kah yakında. En önemlisi o çitleri daha da uzaklara taşımak ve çit ardını görebilmek için daha şeffaf hale getirmek.

Ne Akça Koyunlar ne Karaca Koyunlar vardı da şimdi yoklar…

Bu içeriğin etiketleri
, , ,
Yazar Hakkında: Yavuz Sezer OĞUZHAN

Belgisiz Mahkûm

Hiçbir yüze bakmadan gözleri sadece basacağı yerlerde yürüyen bir adamdı. Yalnızca tanıdık...
Devamını Oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir