Asya’dan Anadolu’ya Taşınan Bir Figür: Ejder I

Yazar Hakkında: Mehmet EKİZ

Çayın Saati Mi Olur?

Bu milletin en sevdiği içecek olduğundan hiç şüphe duymadığım çayı ülkemize ilk...
Devamını Oku

ejderha-dovme-modelleri-modagenc-11Mehmet EKİZ

 

Var olduğundan bu yana insanoğlu duyularını aşan ve zihinlerinin algılayamadığı algılasa bile izah etmekte güçlük yaşadığı doğa olaylarını, tabiatüstü ve gizemli olayları doğal olmayan varlıklar ve olgularla açıklamaya çalışmıştır. İnsanın zihinsel kavrayışının dışındaki bu anlaşılmaz ve bilinmezler, ruhsal gerginlik yaratmakta ve izahı zor gizli güçler insanoğlunun hayal dünyasını ve bu dünyanın fantastik yönünü beslemiş, çok farklı metafizik bir dünya yaratmalarına sebep olmuştur. Maddi âlemin dışında, insanların hayal dünyalarında veya karabasanlarında yaşayan bu varlıklar bilinen ve sıradan yaratıklardan farklı, doğal olmayan veya birçok farklı yaratığın vücut parçalarının birleştirilmesi sonucu meydana getirilmiş karışık biçimlerle hayal edilmişlerdir. Kadim Asyalı kavimlerde de algı biçimi diğerlerinden pek farklı olmamış hatta iç Asya’da yaşayan halkların, hayal dünyalarında yer edinen olağanüstü güçlere sahip, tabiatüstü bu varlıklar daha çok bölge insanı tarafından anlaşılması ve izahı güç, büyü, tılsım, nazar, gibi olguları ve inandıkları gizli güçleri açıklayabilmek maksadıyla kullanılmışlardır. Söz konusu anlayışı yaşatan kavimleri etkisi altına alan bu durum sanat eserlerine de yansımış dolayısıyla bahse konu varlıklarla olgular çoğunlukla sembolik anlamlar yüklenmiş bu acayip ve karışık biçimleriyle, resimden, heykele, küçük el sanatlarından, mimariye; tekstilden, mezar taşlarına varıncaya kadar pek çok sanat eserinde kendini göstermiştir. Tabiatüstü bu varlıkların ve olguların bazıları evrensel bir sembole dönüşerek başka toplumların da sanat eserlerinde yaygın bir şekilde kullanılmışlardır. Çünkü insan açıklayamadığı soyut kavramları sanat ile somutlaştırmıştır ve açıklamıştır. Bu anlamda kullanılan en eski ve en yaygın tabiatüstü varlıklardan biri de ejderdir. Ejder figürü hemen her kültürde kullanılan ortak bir unsur olarak görülmekle birlikte her kültürde aynı düşünceyi ve aynı olguyu ifade etmeyebilir. Bu sebeple kimi kültürlerde kötü, kimi kültürlerde iyi anlamlar yüklenerek kabul edilmiştir. Özellikle Uzakdoğu’da ve Asya’da yaşayan halklar arasında adaletin, iyiliğin, yeniden doğuşun, bilgeliğin, erdemin, hikmetin, yağmurun, bulutun, suyun, sağlık ve uğurun sembolü olan ejder, Arap ve Batı dünyasında daima kötülüğün ve şeytanın sembolü olarak kabul edilmiştir. Hristiyanlıkta kötü bir imajı ve şöhreti olan ejderin Niğde’deki bazı Hristiyan yapılarında bu anlamının dışında kullanıldığı kanaatindeyiz. Bu tebliğin konusu Niğde ve civarındaki Hristiyan yapılarında görülen ve Türk Kültürünün izlerini taşıdığını düşündüğümüz ejder figürleri olacaktır.

DSCN6898

Yazar Hakkında: Mehmet EKİZ

Çayın Saati Mi Olur?

Bu milletin en sevdiği içecek olduğundan hiç şüphe duymadığım çayı ülkemize ilk...
Devamını Oku