Hatırladıklarımız ve daha hatırlayacaklarımız var.
Hiç unutmayacağımız şeyler…
Göç etmek, fiziksel bir eylemden ibaret değildir.
Giderken götürdüklerimiz ve hiç unutmadıklarımız var,
Hep hatırlayacağımız.
Bir bavulumuza sığdıramadıklarımız var
Bir de içimize.
Göç etmek bazen giden bir annenin arkasından bakakalmaktır öylece.
Sadece gidenler göç etmez, gideni uğurlayan da göçüp gitmek üzere uğurlar kendisini.
Göç etmek, bir hareket halinin çok ötesindedir.
Yediğinden, içtiğinden, gördüğünden, okuduğundan, ağladığından, güldüğünden de gitmektir.
Giderken götürdüğü ve hiç unutmayacak olduğu her şeydir.
İnsan bir şehri terk eder de hiç gitmez olur mu bir gönülden?
Bir gönülden gidiştir göç, gönüle sığdıramadıklarından ibarettir.
Ve artık selam bile vermeyip kafasını çevirmesidir göç.
Bunu uğurlaması vardır bir de havaalanlarındakine benzemeyen.
Sınırları gösteren haritalarda bulunmayan, bavullara sığmayan
Hatırlayacağımız ve hiç unutmayacağımız
Bir son nefes verme anıdır göç…
Bir de çaktırmadan yapılan vedaları vardır ki orada can verilir,
Bir annenin uğurlanışıdır
Bir evladın bakakalması
Bir son bakış
Öylece.