Her insan ömrü yalnızlık ile başlar ve yalnızlık ile son bulur. Her insan ömrü tek kişiliktir. Tek bir defalık ve süreli bir yolculuktur. Tek soluklu ve nihai sonlu bir hikayedir.
Gökyüzüne bakan, kuşları seyreden, ağaçları hisseden, çiçekleri temaşa eden, kedilerle konuşan, köpeklerle dertleşen ve insanlarla gülüşen tek kişilik bir süreçtir.
Ağaç, her ağaç tek bir tohum ile var olur. Bir ormanda beraberce var olan her bir ağaç tek başınadır aslında. Şehirler ortasında tek kişilik hükümdarlığını ilan eden koca bilge ağaçlar pek suskundur. Kalbinden ötesini görür gibi bakarlar insana.
Günler, haftalar, aylar, yıllar ve yüzyıllar boyu şehirlerin ve insanların tarihini tutarlar. Yıkılan-yeniden yapılan, değiştirilip-dönüştürülen, şekilden şekillere giren, kah yaşlanan kah gençleşen; kah dertlenen kah neşelenen; kah susan kah haykıran şehirleri duyarlar ta kalplerinin içinde.
Telaşlı atılan hızlı adımları, öfke ile bastığı toprağı titretenleri, kibir ile toprağın kalbini incitenleri, kederi ile bastığı toprağı ağrıtanları, yumuşak adımları ile toprağın bağrına çiçek tohumları atanları, yerdeki varlığı ile gökte karşılık bulanları ve daha nicelerini görür ve hisseder ağaçlar.
Lakin, tek bir kelime etmezler. Seyir eyler, zabıt tutar, selam verir ve hatırlatırlar. Tek bir varlıkları binlerce kelimeye bedel, dururlar öylece orada…