Hangisisin?

Yazar Hakkında: Rukiye TÜZEL

Denge

Evrendeki her şey denge üzerine kuruludur ve insan bedenide zaten özünde, içsel...
Devamını Oku
Rukiye Tüzel

Kadın=Erkek                                                                                      Yin = Yang

Kadın > Erkek                                                                                     Yin > Yang

Kadın < Erkek                                                                                    Yin < Yang

Erkek egemen, erkek üstün, erkek bilir, erkek yapar, erkek haklıdırlar dünyamızı işgal ederken aslında esas güç “ Kadın’dır” diyebiliriz.  Mitlerde ve kadim bilgilerde Tanrıça’ ların istediklerini oldurma ve alma gücüne dair çok sayıda şaşırtıcı anlatım vardır. Bu mitler  Tanrıça’ ların yaratma ve yıkıma dair inanılmaz yönlerine  bununla birlikte de yaşamda ki kadının rolüne dair pek çok konu içerir. Kadın ruhsal boyuttaki ve bedendeki dişil enerjinin yani yaratım gücünün  Dünya üzerinde tezahür etmiş halidir.  Dişil enerjinin yaratım gücünün en güzel örneği de kadının doğurganlığıdır. Bununla birlikte ataerkil, baskıcı, korkuyla kontrol edilen sistemlerin bir sonucu olarak geçmişte eril enerji çok güçlendirilmiş ve yıkımlar, kargaşa, mücadele de deneyimlenmiştir. Günümüzdeyse yoğun iş hayatında kadın erkek ayırt etmeden, her koşulda çalışmak zorunda kaldığımız için, rollerin karışmasıyla dişil eril enerji dengesi bozulmuş pasif, tükenmiş, isteksiz bireylerin sayısı artmıştır . Geçmişte eril enerji fazlalığı hüküm sürerken de, günümüzde dişil enerji eksikliği hakimken de insan hayatında ki deneyimler yıkıcı bir hal almıştır. Bu hal; yaşam sürecinde dişil enerjinin yapıcılığını, muhteşemliğini ve önemini gösteren en güzel kanıttır.

Kadın erkek eşitliği eşittir, dişil eril enerji dengesi de diyebiliriz… Dişil enerji dendiğinde kadın, eril enerji dendiğinde erkeği canlandırırız gözümüzde. Oysa evren sadece enerjiden ibarettir. Var olan her şey de olduğu gibi kadın, erkek ya da insan özünde sadece enerjidir. Yin (dişil) ve yang (eril)… “Eril enerji” de “dişil enerji” de hem erkekte hem kadında bulunması ve dengede olması gereken “iki güçtür” sadece. Bu iki güç birbirinden ayrılamaz ve uyum içerisinde olmaları yani dengede olmaları yaşamın, devamlılığın, ilerlemenin tek yoludur.  Hayatta da kadın ve erkek birbirini tamamlar, bir olduklarında aile olur, yuva olur, bir cana hayat verirler. Sevgiyle büyür, çoğalırlar. Hayatta olduğu gibi bedende de eril ve dişil enerji dengesi insana uyumlu ve akışta bir yaşam sunar. Akışta sizi güçlü kılansa “Dişil enerjidir”.  Eşitlikten, eril ve dişil enerji dengesinden bahsederken bile eşit değiliz ne yazık ki! Dişil enerji sevgi doludur, huzur verir, yumuşaktır, hassastır. Kendi dünyamızı da etrafımızdaki insanların dünyasını da sarar sarmalar, şifalar. Sağduyuludur, içinizi ısıtır. Sever sevilir, destekleyicidir. Pozitiftir, dengeler, bizi sakinleştirir. Çözüm odaklıdır; soruna değil, faydaya bakar. En zor durumda bile yaratıcıdır, “Bu bana ne katar ne kazandırır” der. Alıcıdır, bilge ve en derin tarafımızdır. Barışı, uyumu, uzlaşmayı temsil eder. Bunun yanı sıra dengesiz dişil enerji insanı pasifleştirir. Fazla fedakar ve vericidirler. Genelde kendilerini suçlarlar ve özgüvenleri zayıftır. Bunlarda duygusal ve ruhsal çöküşe sebep olur. Dengede olmak ve kalabilmek çok önemli olsa da hayatı kolaylıkla deneyimleyebilmek, problemlerin üstesinden gelebilmek için dişil enerjimizi yükseltmek bize farklı bakış açıları sağlar ve yeni kapılar açar. Dişil enerjisi yüksek olan insanlar sevgi odaklıdır. Yaşam sürecinde sevgi ve hoşgörü tüm zorlukları aşar ve insanı ruhsal dengede tutar.

Eril enerji ise, savaşçılığı, çabuk alev almayı, parlamayı temsil eder. Zihinsel güçle, konuşmayla ilişkilendirilirken, eril enerji fazlalığı kaos, kargaşa, rekabet ve savaş yaratır. Eril enerjisi yüksek olan insanlar her şeye karşı çıkar, muhalif olurlar. Agresif ve bencillerdir. Genelde kendilerinin bile anlamlandıramadıkları bir katılığa sahiptirler. “Evet” demek onlar için zayıflıktır, acizliktir. Baskın eril enerjiye sahipken hayat çok yorucu ve zordur. Hep çatışma, hep bir savaş halindedir insan.  Herkese, her şeye düşmandır.  Fakat bizi harekete geçiren, hayatta eyleme geçebilmemizi sağlayan da dengede olan eril enerjimizdir.  Bedendeki dengeli eril enerji insana doğrusallık, analitik ve pratik olma gibi güçlü pozitif özellikler katar. Kendini kolayca ortaya koyabilir ve inisiyatif alabilirler. Cesur ve sorumluluk sahibidirler. İş hayatında da sosyal yaşamda da dengeli eril enerji bizi güçlü kılar. Başarı, parlama ve kazanç getirir.

Aslında önemli olan dengede kalıp ihtiyaç duyulduğunda; ihtiyaç duyulan enerjiyi güçlendirmek ve doğru kullanabilmektir. Mesele kadın olmak, erkek olmak ya da dayatıldığı gibi “kadın gibi kadın” “erkek gibi erkek” olabilmek değil, dişil ve eril enerjilerimizin güçlü yönlerini besleyerek, hem kendimize hem de bütüne katkı olabilmektir. Sadece insan olarak bazen kendinden, isteklerinden, kazançlarından, parıltından bile ödün verebilmektir. Işığının başkasını gölgelemesinin önüne geçebilmek, beraber, el ele parlamayı seçebilmektir. Özdemir Asaf’ ın da dediği gibi;

Bir kelimenin yanına bir kelime gelince

Bir sesin yanına bir ses gelince

Bir insanın yanına bir insan gelince

Büyürler, büyürler, büyürler ölümden önce

Bütün bunlar içinse dişil enerjinin sevgi dolu, şefkatli, bilge, besleyici, pozitif taraflarının farkında olup, hayata bu bakış açısıyla bakabilmek gerekir.  Dişil enerji niyetlerimizi tezahür ettirir. Var olan her şeyle bir ve bütün olduğumuzu ve bütünün hayrına niyetlerle, hedeflerle yaşamayı öğretir bize. Hırslarımızı törpüler, rekabet, kargaşa, savaş gibi negatifliklerden uzak oluruz. Uyum içinde yaşarız. Hayatı anlayış ve hoşgörüyle yorumlarız.

Peki siz hangisisiniz? Ya da hangisi olmayı seçersiniz? Dişil enerjinizi dengeleyip, belki de biraz fazlalaştırarak “Hayatı sevgi, neşe, keyif, coşku ve kolaylıkla deneyimlemeyi mi?” yoksa “ Çatışmalardan, kaostan, savaştan yorgun, çökmüş; katı, gergin, mutsuz bir ruhla deneyimlemeyi mi?”

 

Hayat; kimi sevdiğin, kimi incittiğindir.

Kendin için neler hissettiğindir.

Güven, mutluluk, şefkattir.

Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır.

Hayat; kıskançlığı yenmek, önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir.

Neler söylediğin ve ne demek istediğindir, söylediklerinin arkasında durmandır.

İnsanların sahip olduklarını değil, kendilerini olduğu gibi görmektir.

Her şeyden önemlisi hayatı, başkalarının hayatını, olumlu yönde etkilemek için kullanmayı seçmektir.

İşte hayat bu seçimlerden ibarettir…

                                                                                                                                 Charles Equone

 

Yazar Hakkında: Rukiye TÜZEL

Denge

Evrendeki her şey denge üzerine kuruludur ve insan bedenide zaten özünde, içsel...
Devamını Oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir