Yazma eylemine dair yazmak, kendi üzerine dönüşlü bir eylem olduğu için bu metnin bir sonucu yoktur..
***
Yazmak harita çizmek gibi.. ilk haritayı düşünün.. belki ilk harita yere parmak ucuyla çizilen bir çizgiden ibaretti.. harita nedir peki.. bir metafordur.. bir şeyi başka bir şey olarak göstermektir.. yazı da öyle.. sesler dünyasının mürekkep lekeleri olarak ifadesidir.. harita yol gösterir.. coğrafi bir harita mekanlar içinde bir mekanı gösterir.. yazı mı.. yazı da sesler ve kelimeler içinden seçilmiş ve önce göze sonra da başarabilirse kulağa ve kalbe hitap eden ifadedir..
***
Yazar mı.. adı üstünde.. yazan.. yazma eylemini gerçekleştiren kişi.. yani aslında bir haritacı.. kalbin ve düşüncenin haritasını çizen.. seçtiği kelimelerle okuru kalp yolcuğuna çıkarandır..
***
Okur ise yolcudur.. önüne açılan haritalarda kendi güzergahını seçmeye çalışan bir yolcu..
***
Harita büyük ölçekli ise detay fazladır.. bir mekandaki en ufak ayrıntıyı bile haritadan seçebilirsiniz.. iyi bir haritacıysanız okurunuza kaybolmadan dolaşma imkanı sunarsınız haritanızda.. okur kaybolmak isterse o da onun bileceği iştir.. okura karışamayız..
***
Yazıyorum ve bu şekilde kendime notlar düşüyorum.. kendime kendi haritamı çiziyorum..
aslında bu, mahrem olanın da dışa açılımıdır.. her yazı böyle değil midir.. yazmak; mahrem bir mekan olan kalbin paylaşımlarıdır.. sır olanın ifşasıdır..
