Gün ışığı vurdukça yüze insan gözlerini ovuşturarak uyanır. Neşeliyken birkaç cümlesi artar da değilse de üç dört cümle meşgalesini bulana dek yeter. Bulsa ne olur işler güçler, yoğunluk, tempo akşamı eder yirmi cümleyle. Hatta bazen kendini tekrar eden kelimelerle. Akşam yatağa devrilene kadar da yirmi cümle olsa. Gün boyu söylenilen, kurulan cümleler, kelimeler hepsi bu kadar.
Düşünmek zordu, düşünmek büyük bir enerji istiyordu. Mustafa İnan
Oysa ne çok düşünür insan kendi kendine, belki de ağzından çıkanların on katı kadar. Peki neden çıkmazdı düşünceler iki dudak arasından, neden mahkumdu beyinlere? En çok hürriyetin peşinden koşarız da kelimelere neden özgürlük tanımayız?
Az yaşıyoruz, az görüyoruz, az biliyoruz; bari hayal edelim. Orhan Pamuk
Hayal edilenleri kelimelere döksek ve bunları dudaklarımızdan cesurca çıkarsak, kontrol kaybı mıdır yoksa bu bizi biz olmaya daha mı yaklaştırır kim bilir? İnternet ve sosyal ortamlarda yazılanlar dilimizden dökülenlerden kat kat fazla. Bununla yetinmek mi hakkımız? Gerçek hayatta kalmayı denesek ve doğru kullansak zengin Türkçemizi!
Vücut zayıflıyor ama kelimeler hiç zayıflamaz. Stephen King
Kelimelerin ve güçlerinin tükenmeyeceği yaşamda bizler gelip geçiciyiz. Dolu dolu hepsine dokunalım da bu güçten bizde faydalanalım. Mahkûm kelimelere özgürlük tanıyıp, “aynen”cilerden olmayalım!