Bazen konuşmak istersin, içinde ne var ne yok dökmek istersin ama konuşamazsın. Konuşamazsın çünkü hep bir yanlış anlaşılma korkusu vardır içinde. Bazen de içinde kopan fırtınaları, düşünceleri tam hissettiğin şekliyle anlatamayacağından korkarsın. Bazen bu korkunu yenersin ve konuşmaya başlarsın fakat daha konuşmanın ilk 5 dakikasında pişman olmaya başlarsın. Çünkü gerçekten anlatmak istediğini anlatırken değil de, karşındaki kişinin anlamak isteği şeklin doğru olmadığını savunurken bulursun kendini.
Düşündüğümüzde; anlaşılma hissi değil midir en güçlü arkadaşlıkların temelini atan? Bizleri bir araya getiren? En yakın arkadaşımız dediğimiz kişilere baktığımızda bizi en çok anladığını düşündüğümüz kişiler canlanıyor gözümüzde. Evlenmek için seçtiğimiz eşimiz; bizi en çok anladığını düşündüğümüz kişi aslında.
Sizleri bilmiyorum ama anlaşılma hissi beni ayakta tutuyor. İnsanlar ile birlikte vakit geçirmeme, bir şeyler yapmama sebep oluyor. Anlaşılmadığım zamanlarda içinde bulunduğum ortamda bulunmak istemiyorum. Oradan uzaklaşma hissi hemen içimde beliriveriyor.
İçimdeki fırtınaların dışarıya yansıması çok farklı olabiliyor ve bu kişiye ve yere göre de değişiyor açıkçası. Bazı insanlar çok iyi dinleyicidir ve seni heveslendirir ama bazıları ise söyleyecek olduğun iki lafı boğazına tıkar. O yüzden duygularımı açıklamayı pek sevmiyorum. Çünkü ben ne kadar açıklamaya çalışsam da kendimi, karşımdaki kişi kendi bildiği doğrultuda yorumladığı için kendimi anlaşılmamış ve kötü hissediyorum. Anlaşılmazlık da beni yalnızlığa sürüklüyor. Cesaretimi kırıyor. “Anlatsam ne olacak ki, ne değişecek?” diyorum ve sessiz kalmayı tercih ediyorum.
Beni en çok ne rahatsız ediyor biliyor musun sevgili okur? En çok anlamasını beklediğim kişilerin beni anlamaması ya da yanlış anlaşılması beni çok üzüyor. İşte o zaman yetim kalmış gibi hissediyorum. Georg Wilhelm Friedrich Hegel’in “Beni bir kişi anladı, o da yanlış anladı.”[1] sözü inliyor kalbimin en derin yerinde. Anlaşılma hissi diğer hisleri de besleyerek yaşamımıza yön veriyor. Nasıl mı? Bunun için “Kısır Gerçekler Yokuşu”[2] başlıklı ocak yazıma bir göz atmanızı öneririm.
Anlaşılmam, anlaşılmamız ve anlayabilmemiz dileğiyle.
[1] https://seyler.eksisozluk.com/beni-bir-kisi-anladi-o-da-yanlis-anladi-sozunun-cikis-hikayesi
[2] https://www.penceredergi.com/kisir-gercekler-yokusu.html
Resim: https://www.pexels.com/photo/photo-of-woman-and-inverted-buildings-1050322/