Çıplak ayaklarına batıyor dikenler. Zifiri karanlıkta nefes nefese koşuyorsun. Sen misin koşan, yer mi çekiliyor ? Farkında değilsin. Kalbinin gürültüsünü susturabildiğin an çığlık sesleri geliyor kulağına. Kadın çığlıkları, hayvan çığlıkları, çocuk çığlıkları… Sesler ok gibi delip geçiyor kulağını , göremiyorsun. Gökyüzünde asılı bir ruh hepsi…
Yer soğuk, buz gibi, ıslak… Mosmor ayaklarından can çekiliyor yavaş yavaş. Sahi ölüm ayak uçlarından mı geliyordu? Ciğerin göğüs kafesini patlatacak adeta. Hemen ardında bir ses ! Bir yılan tıslaması yaklaşıyor gittikçe , soluğun taşıyor. İçine işliyor ses. Tüylerin diken diken… Ayağın bir şeye takılıyor, tökezliyor, düşüyorsun ama yer yumuşak… Soğuk ama yumuşak… Aman Tanrım! Bir kadın cesedi bu !… Ölümle dip dibesin. Ses artık çok yakın, dönsen yüz yüzesin. Korkacak vaktin de yok. Toparlanıp doğrulduğun an bir duvara çarpıyor yüzün. Ellerin yokluyor duvarı… Bir çıkış, bir kapı, umut… Verdiğin nefesin sıcaklığı soğuk duvara çarparak vuruyor yüzüne. Ses ensende ! Dehşet içinde dönüyorsun. Boynunda hissediyorsun önce soğuk çatallı dili. İçin çığlık çığlığa haykırırken, konuşmayı bilmeyen bir bebek gibi masumsun o an… Soğuk derisiyle dolaşıyor tüm vücudunda. Alacağını alıp giderken bacaklarının arasından , sadece bakakalıyorsun. Bir şey hatırlamış gibi duruyor sürüngen , geri dönüyor ve kokuşmuş ağzıyla dişlerini geçiriyor boynuna. Ölüyorsun oracıkta… Bir başına , çaresiz , kimsesiz…
İki gözün de açık… Gözlerin açık gidiyorsun , buna gitmek denirse. Bütün masumiyetin, çocukluğun, gençliğin, hayallerin ve hatta gelinliğin kurban gidiyor ağzı lağım kokan bir sürüngenin nefsine… Çocukluğun geliyor gözlerinin önüne. Elinde en sevdiğin bebeğin, başında kırmızı kurdelası. Annenle beraber dikmiştiniz. Ah anneciğin!… Kendi ölümünü unutuyorsun, annenin sızısı düşüyor içine. Sıcacık elleri dolanıyor yüzünde , gülümsüyor gözleri yumuk yumuk… Baban beliriyor sağ yanında, elleri saçlarında… Saçların, saçların ipek gibi… Yıldızlar iniyor gökyüzünden, konuyor saçlarına. Üzerinde mavi elbisen… Mavi, umudun rengi… Açık gözlerinden yaşlar süzülüyor. Ölümün hala uğramadığı yerler var demek…
Gün aydınlanıyor. Işık koparıyor ruhunu bedeninden. Kendi ağıtını kendin yakıyorsun ama yarım kalmış bir ağıt bu… Konuşmalar geliyor etraftan. Koca adam sesleri… ‘’Mini etek ‘’ diyor kabaca bir ses… Bir başkası ‘’ Gecenin bu saati ‘’ diyor. Öbürü ‘’Kadınmış yaa! ‘’ diyor gevşek gevşek… Dönüp sırtlarını gidiyorlar bir bir… Boğazın yırtılana kadar bağırıyorsun , boşlukta kayboluyor sesin ,duyulmuyor… Duysalar da duyulmazsın, görseler de görünmezsin… Sen yoksun, hiçsin… Altı üstü kadınsın… Babasının prensesi tozlu gazete sayfalarında sadece bir üçüncü sayfa haberi artık…
Okudum….tüylerim diken diken😱muhtesem bir hisle yazılmış harika bir kalem….harikasinnn👏👏
Canım, hani hep süregelen,kanayan bir yaramız kadın sorunu. Bu yazı keşke son olsa yazılan ama gerekli önlemler alınmadıkça bitmeyecek. Bu hassas noktadan farkındalık yaratman çok önemli. O güzel yüreğine sağlık….
Soluksuz okudum çok etkileyici olmuş
Ağzına yüreğine sağlık yazı dizin çok güzel olmuş çok beğendim
Harika bir yazı tebrik ederim
Tek solukta okunabilecek bir yazı .. Sadece okumuyoruz, hissediyoruz. Yılan sanki bizim ensemizde. Her kadının korkusunu duyduğu o an, çok acı. Emeğinize sağlık 👏🏻
Yine mükemmel bir yazı olmuş hocam. Harikasınız 🌹❤
Yine muhteşem bir yazı olmuş hocam. Mükemmelsiniz.
NE KADAR REZİL, BERBAT, UTANÇ VERİCİ BİR O KADAR DA OKUDUĞUMUZDA, DUYDUĞUMUZDA IÇIMİZİ PARÇALASA DA KONUYU ÖYLE GÜZEL ANATMISIN Kİ KADRİYEM OKUDUĞUMDA TÜYLERİM DİKEN DİKEN OLDU.. EMEĞİN İÇİN SENİ TEBRİK EDİYORUM GÜZEL KIZIM. SAĞOLASIN….
Okurken gözlerim doldu resmen toplumsal bir yarayı ele almışsınız ve yine muhteşem bir hikaye ellerinize sağlık ..👏🏻👏🏻
Böylesine duyguları tam anlamıyla ifade edilmiş bı yaziya nasıl yorum getirebilirsinki…. Tek kelimeyle muhteşem
Bu anlatım… Kaleminin ucundaki acıyı hissettim👏🏼👏🏼 👏🏼👏🏼😔
Bu anlatım…Okurken kaleminin ucundaki acıyı hissettim 😔👏🏼👏🏼👏🏼👏🏼👏🏼