Yerlerde Kadın İsimleri

Yazar Hakkında: Alptekin YAVAŞ

Yerlerde Kadın İsimleri

Ben Ankaralı’yım… İnsanların “memleket nere?” sorusuna baba kütüğünü söylemelerini her zaman garip...
Devamını Oku

Ben Ankaralı’yım… İnsanların “memleket nere?” sorusuna baba kütüğünü söylemelerini her zaman garip buldum. Babam ve annem Kayserili; aslında Develi’liler… Çünkü iki yer arasında –bilenler bilir- bariz kimlik farklılıkları vardır. Kayseri, başkent olmanın tarihsel ağırlığını taşır, bir metropoldür. İnsanlar hızlı düşünmek zorundadır. Pratik olmalıdır. Belki de bu yüzden öyle incelikler, sanat, kültür, müzik, boş adam işi gibi gelir bizim Kayserililere. Develi öyle mi ya… Âşık Seyranî’nin memleketi. Develi’nin mantıları bile daha inceliklidir. Ağır ağır sıkılır, öyle kuş kadar yapılıp kaşık hesabı yapılmaz. Adamı doyurması beklenir. Çemen ucuz olsun diye çemenotu denilen tozla yapılmaz, sadece sarımsak ve biber… Ama mesela ortalama zekâya sahip bir Develi’linin Kayseri’de Çarşının içinde kalıcı bir esnaf olması da çok mümkün değildir. Zira tarihsel bir birikim olarak ticari zekâ düzeyi olağanüstüdür Kayseri’de. Ortalama bir Kayserili esnafı iş kurmak için başka bir memlekete mesela, Çanakkale’ye getirin nükleer fizikçi muamelesi yapılır… Öyle zekidirler… İşte tüm bu tarihsel mirasın hiçbiri bana değmediği için ben Ankaralıyım. Soğuk, gri kış akşamüstlerinde sokakta aylak aylak yürümeyi severim. Arkadaşlarla sinemaya, tiyatroya gitmeyi isterim, öyle aceleyi sevmem. İllaki kitapçıları dolanırım her cumartesi. Ankara’da ağır akar zaman. Ne yaptığı, ne hissettiği içine siner insanın. Aceleye getirmezsin. Cebindeki paranın kıymetini pazarda değil, kitapçıda bilirsin. Cumhuriyet sinmiştir sokağına. Sıhhiye’den Ulus’a yürüyünce anlarsın yüzyılın başında neler yaşandığını. Çıkrıkçılar yokuşunda ahşap camilerde Selçuklu’yu, Kuğulu’da hazan mevsimini yaşarsın. Benim Ankara’mın ortalama bir insana hiçte cazip gelmeyecek özellikleri, benim kültürel kimliğimi tanımlar. Irkî veya kafa kâğıdına ait veriler istesen de söz konusu kimlik olunca hiçbir önemi kalmıyor. Kısacası insanın hatırladığında burnunu neresi sızlatırsa orası memleketidir bence..

Sıla-yı Rahim’e dönüşte ilk olarak nereye gidilir? Ana-baba, eş-dost görüldükten sonra diyorum. Çıktığınızda kendinizi ilk attığınız yer neresidir? Benim hep sokaklar olmuştur. Eski arkadaşlarımdan, sevdiğim lokantadan, binalardan veya insan suretlerinden önce, taşına kaldırımına bi sürtünürüm memleketin… Sokaklar her zaman en büyük arkadaşımdı. Taşını kaldırımını iyi bilirim yani. Son gidişimde de öyle yaptım; en sevdiğim rotalardan biri olan Kurtuluş-Cebeci hattına vurdum kendimi. Yine akşamüstü en sevdiğim saatlerde, ellerim ceplerimde, Allaha şükür, işte en sevdiğim şeyi, santim santim yoklama yapıyorum kaldırımları. Fakat bir farklılık var! Kaldırımları temizdir Ankara’nın genelde; ya da ben temiz yerlerini gezerim. Ama bugün kaldırımda iki adımda bir konfeti yığını var. Bunun neyin kutlaması yav! elli metrede bir konfeti yığını kutla kutla bitmedi bir türlü. Hangi sevgili ki bu, böyle bir sonsuz bir kutlamanın şanslı muhatabı… Derken gözlerim konfetilere takıldı. Konfeti değilmiş meğerse! Üzerinde bazı kadın isimleri, altlarında telefon numaraları yazıyor. İsimler öyle ana, bacı isimlerinden seçilmemiş. Okşan, Buse, Damla gibi isimler. Başka bir şey yazmıyor. Şunun sevgili kızı, şunun annesi veya bu yemeği sever, şu türküyü bilir, şundan nefret eder… Bir selam bir kelam hiçbir şey yok, sadece bir isim ve telefon numarası. Sadece muhataplarının anlayacağı gizli bir şifre gibi; bir isim ve telefon numarası. Benim sevgili kaldırımlarımın üzerine abanmış yüzlerce isim ve telefon numarası. Biraz ileride üzerinde kadın resmi olan başka (konfeti) kâğıtlarla karşılaştım. Benim gibi geç anlayanlar için resimlerle anlatmışlar olayı.  Bu telefonun sahibi bu kadın diye. Fakat hepsi aynı kadın! O kadın farklı isim ve numaralarla binlerce kağıt üzerinde.. O kâğıtlar ve üzerindeki iki satırlık yazıların içerdiği muhteva benim sevgili sokaklarımın aziz hatırasına tecavüz ediyor. Ve her gün binlerce insanın üzerine basıp geçtiği, artık kanıksadığı yüzlerce isim ve numaradan oluşan konfeti yığınlarının altında, benim ve nice Ankaralının güzelim hatıraları bir daha gelmemek üzere kayboluyor.

Yazar Hakkında: Alptekin YAVAŞ

Yerlerde Kadın İsimleri

Ben Ankaralı’yım… İnsanların “memleket nere?” sorusuna baba kütüğünü söylemelerini her zaman garip...
Devamını Oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir