Küçüktüm… Hayatımdaki en ünlü, en gizemli kişiydi felek… Feleğin gözleri, eli, kolu ve ayağı vardı, tıpkı bizim gibi. Sonra onunla konuşan insanları duymaya başladım: Ah! Gözün kör olsun felek…
Feleğin gözleri ne renk bilen var mı? Düşünün, bir felek ki tokadını yiyenler var ve elleri var feleğin. Aranızda feleğin elini tutan var mı? Düşünün ki bir felek var ezelden beri yaşamış; ne yoğurt yemiş, ne ayran içmiş. Felek en yakın dostum mu? En yakın düşmanım mı? Feleğin annesini tanıyan var mı? Yunus der ki: çarh-ı felek yoğ idi canlarımız var iken.(1) Benim bildiğim felek ezelden beri yaşıyor… Ademimiz feleği tanır mıydı? Bilmiyorum… Sanki ilk taşın yontuluşundan, demir çağına; paranın icadından, tekerleğin bulunuşuna kadar her şeye şahit bir felek var ortada… Düşünün, bir felek ki hala aramızda! Ne Türk ne de Müslüman! Hem İskenderiye’de hem Roma’da biliniyor. Feleği arıyorum. Aranızda feleği tanıyan var mı?
Bir felek ki! Fatih İstanbul’u alırken ses etmedi. Mecnun’u Leyla’sından ayırdı; Fuzuli’nin gök kubbesi oldu; merhamet etmedi. Karacaoğlan’ın kıymetini bilemedi… Dedem, yeşil fasulyelerinin dibinde yanarken insanlara yardım etmedi. Ama felek, Nuh’a ses etmedi…
Yeryüzünde; Kahpe felek, kambur felek olarak küfürler edilen bu kişiyi; maharetli bir terzi olarak biliyorum. Gece ve gündüzü dikmiş, dünyaya geçirmiş… Gökyüzünde; başımı göğe kaldırıp, feleği görebilir miyim?
“Tarih sümerle başlar” ya; Sümerlerde yuvarlak şekilli ve kendi etrafında döndüğü anlamına gelen balag kelimesi, Akkadların dilinde ise pilakku; kirmen ağırşağı anlamına gelen sözcüktür. Feleğin büyük ailesi eflâk sözcüğü bir astronomi terimidir. Yani feleğin ev adresi “yıldızların döndüğü yer” olarak verilmiş. (2) Aynı zamanda denizlerde oluşan girdap da bu isimle anılıyor. Müslüman gökbilimci olan Bîrûnî, daire ve felek kelimelerinin de aynı şey olduğunu söyler. Biruni de “felek dönüş halindeki iğ ağırşağını kullanan kişidir” der. (8) Hekim bir filozof olan Râzî ise aksine yıldızlarla etrafında dönülen hareketsiz bir feleği düşündü. Antik Kozmolojide uzay bir okyanus ve gök cisimleri ise bu okyanusun üzerinde yüzen bir gemi gibiydi. (3) (7)
Her şey zıddı ile bilinir. (4) Aristo, Ay’ın altına ve üstüne göre ayırdığı alemdeki feleği, zıddı olmayan, değişmeyen, hafif bir küre olarak tanımlamış. Farabi’nin Südur Teorisi de ideal şeklin küre olduğu ve feleklerin bu kürenin etrafında döndüğüdür. İbn-i Sina ve Platon’nun felek hakkındaki fikirleri benzer yöndedir. (3)Felek başka bir cisimden gelmediği gibi başka bir cisme de dönüşmez. Alem döndüğü için biz dönenleri 3 boyutlu olarak görüyoruz. Belki felekler de dönülerek görülebilecek basit varlıklardır. Mevlana da felekler gibi dönmüyor muydu?
Gökyüzünde; ailesiyle birlikte gök kubbeyi çevreleyen feleğin, etrafımızda olduğunu söyleyen Batlamyus; bu ailenin 7 kişi olduğunu söyler. (5) (7) Ne kadar çok kucaklasa da bizi, biz feleğin ailesiyle iyi geçinemedik çoğu zaman.
Yeryüzünde; arzın çekirdeğini de ele geçiren feleği yeryüzüne davet ettik. Gün ışığının kanatları olan Anka Kuşu bile oldu… Evirilip çevrildi; iklimlerimiz, günlerimiz, saatlerimiz oldu… Bugün kolumuzda da genellikle kürevi bir şekilde felek taşıyoruz.
Binlerce yılı aynı çemberde sallayan feleğin beşiğinde, annelerin feleğinden sütünü içip (5) büyüyen insanoğlu: Neolitik’te ilk evlerin inşasından, bir ağaç kütüğüne hatta bir soğan halkasına kadar hiçbir halka diğerinin içine geçmedi, her biri ayrı bir felekte yüzdü. (6) Bu dünyadaki bütün canlılar isteseler de istemeseler de feleğin çemberinden geçmiş oldu…
Höyükler dahi felekler gibi yeryüzünde yüzmekte…
Bana kalansa:
Hem feleği tutmuşum bu cihanda zar-ım var,
Hem felek beni tutmuş bu işte ne karım var.
KAYNAKÇA
- Toprak, B. (1972). Yunus Emre divani. Inkilâp ve Aka.
- https://hakkalyakin.com/archive/index.php/thread-998.html
- https://sorularlaislamiyet.com/ibn-i-sina-ve-farabinin-sudur-nazariyesinin-islama-aykiri-oldugu-soyleniyor-bu-gorusun-nasil
- Thomson, G. (2021). İlk Filozoflar: Eski Yunan Toplumu Üstüne İncelemeler-2. YORDAM KİTAP. (s.355)
- https://islamansiklopedisi.org.tr/ilm-i-felek
- https://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php?sure=36&ayet=40
- ÇINAR, B. (2009). Şeyh Gâlib’in Hüsn ü Aşk Mesnevisinde Felekler. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 15(39), 777-792.
- Şimşek, E. (2009). YAKINMA/YAKARIŞLAR DÜNYASINDA FELEK VE TÜRK HALK EDEBİYATINA YANSIMALARI. Milli Folklor, 21(84).