Sezgiyle Açılan Beyaz Sayfa

Yazar Hakkında: Mehmet İlhan ŞAHİN

Aynasız Yalnızlık

Yaptığımız iş ve alışverişlerde başka insanların ölçüsüne, tartısına çok değer veriyoruz. Bir...
Devamını Oku

Hayat defterinin bir kısmını, biraz kısmetliyse de çoğunu sahibi doldurur. Kendi defterimizi baştan sona ve her ayrıntısıyla kendimiz yazarız demek, herkesin ve her şeyin bir şekilde birbirine bağlı olduğu bu büyük hayat örgüsü için fazla iddialı olurdu.

Yılların su gibi akıp geçtiği, hayat defterinin hızla dolduğu dönemlerde insan arada bir es verip yazdıklarını oku(ya)maz; ta ki hayatında bir şeylerin yanlış gittiğini, hatta genel olarak hayatının istikametinin yanlış olduğunu sezmeye başlayana kadar. Ki o sezgi, insanı defterini okumaya zorlar. Okudukça da pişmanlıklar ve kaygılar arasında bocalamalar başlar. Buna rağmen o sezginin içine doğması bir nimettir aslında. Zira son pişmanlık durağına varmadan önce hayat defterinde beyaz bir sayfa açmak halen mümkündür. Ancak pişmanlıklarını yük haline getirerek ilk fırsatta omuzlarından atmaya çalışan ve gittiği yoldan dönmeye cesareti olmayanlar, sezgilerine kulak tıkar; defterlerini okumaktan, dolayısıyla hayatlarını sorgulamaktan vazgeçer ve nereye varacaklarından bihaber kendilerini akışa bırakır. Bu kişilerin defteri aynı hikayelerle ve üstü örtülmüş pişmanlıklarla dolmaya devam edecektir.

Sezgilerinin ardına düşüp de pişmanlıklarını yeni yollara yönelmek için rehber; kaygılarını da başka yanlış yollara ve pişmanlıklara sürüklenmemek için motivasyon nedeni yapanlarsa hayatlarına çekidüzen verir ve açtıkları beyaz sayfayı yeni hikayelerle doldurmaya başlar. Bu kişiler için pişmanlıklar yerini paha biçilemez tecrübelere, kaygılarsa bahar kokulu umutlara bırakır.

Ne sezgilerine kulak tıkayabilen ne de onların ardına düşebilen, yani pişmanlıklar ve kaygılar arasında bocalayıp duranlara gelince onlar bir cenderenin içine düşmüş gibidir. Nitekim “hayatına çekidüzen vermek ve beyaz bir sayfa açmak” yazması kolay, yapması zor bir eylem. Onların için düştükleri cendereden çıkmalarına en büyük engel, kurtuluş için bir nevi mucize veya kurtarıcı beklemeleridir. Oysa “beklenen mucize” insanın içine hayatını sorgulatacak olan o sezginin doğması, “beklenen kurtarıcı” ise kendi irade ve azmidir. Farkına varabilsek hiçbirimiz mucizelerden mahrum değiliz, kendimizi mahrum bıraktığımız ise kendi azmimiz.

Bu içeriğin etiketleri
, , , , , ,
Yazar Hakkında: Mehmet İlhan ŞAHİN

Aynasız Yalnızlık

Yaptığımız iş ve alışverişlerde başka insanların ölçüsüne, tartısına çok değer veriyoruz. Bir...
Devamını Oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir