Uçurtmaları Vursunlar
by“Bir uçurtma olmak ister miydin?” sorusuna alacağı cevabı biliyordu. “Hayır.” Görünürde olabildiğince gökyüzüne yakın uçup mavilere dokunabiliyorken, reelde bir ip ile kontrol altında olmak…
“Bir uçurtma olmak ister miydin?” sorusuna alacağı cevabı biliyordu. “Hayır.” Görünürde olabildiğince gökyüzüne yakın uçup mavilere dokunabiliyorken, reelde bir ip ile kontrol altında olmak…
“İşte şimdi ödeştik” dedi. Ama bilmiyordu ki mütekabiliyet mümkün değil. Olan bir kere olur. Bir anlık olur. Bir şeyin tekrarı olmaz. Tekrarı olsa da…
Çay sevmezdi, hiçbir sıcaklığı sevmediği gibi. Paylaşmazdı, sadece öyleymiş gibi görünürdü. Sanki hayatı sonsuzmuş gibi asla gerçekten içine girmezdi nefes aldığı gerçekliğin. Hoş nefesini…
1- Bir iki, üç… Dijital ekranda sayılar ilerledikçe içindeki heyecan büyüyor, büyüyordu. Yukarı katlara doğru ilerleyen asansörde, bu daracık alanda kendiyle hesaplaşması devam ediyordu…
-Sizin ikincil olarak neyinizi seviyorum biliyor musunuz? -Neyimi seviyorsun Bıdık? -Adınızı Galip Abi, adınızı seviyorum. -Ben de seviyorum Bıdık. En çok kendimi seviyorum, ikincil…
“Bazı zaman hayatın demini alması için rengini bulması gerekir. Bazı zamanda rengini bulup demlenir hayat.” SMG Herhangi bir gün… Sabah erkenden kalktı. Yatağından doğrularak…
Ne kadar da masum bir gülüşü var! Her sabah aynı durakta gördüğü, gözleri hafiften şişmiş, bedeni kalkmış ama zihni hala yatakta olan kadına hayranlığı…
Bu milletin en sevdiği içecek olduğundan hiç şüphe duymadığım çayı ülkemize ilk getiren saygıdeğer insanın Rıza ERTEN olduğu ve 1917’de bu işi yaptığı bilinmektedir…
Eğer insan ölülerle yaşamayı öğrenecekse, önce yaşayanlarla yaşamayı öğrenmelidir. Ölülerinizle yaşamayı tercih ederken yaşayanları cezalandırmanın haykırışı vardır: Yanlış çocuk öldü. Tüm bunların amacı neydi?…
Yalanla gerçeğin birbirine karıştığı yerde kaybettim seni. Riyaya bulaşmış ellerle uzandın. Son kez. Korkuyla döküldü sözler. Bir ihanetin başucuna konmuş onca söz; döküldü,…